29.hafta : Uykusuz !

 Uzun bacaklı bebeğim benim , sadece bacakların 30 cm miş. Kıvrılmış uyuyosun. Hatta uyuduğunda rüya bile görüyormuşsun. Muhtemelen beni, babacığını ve seni öpmemizi görüyorsun rüyanda.

Bu hafta bir butternut squash ağırlığındasın :) Dünkü ölçüme göre 1350 gram.Kemiklerinin sertleşmesi için her gün benden 250 mg kalsiyum alıyorsun. Ben de her zamankinden daha fazla alıyorum kalsiyumumu.

Bu hafta seninle ilk uçak yolculuğumuzu yapıcaz inşallah. Umarım seni korkutmadan sağa salim gidip dönebiliriz. Heyecanlıyım çünkü minnoş kızıma odasını alacağız.Heyecanım seni de sardı ki acayip hareketler yapıyorsun içerde.. Başın aşağıda olduğu için tam olarak nerde ne var hissedemiyorum ama çok merak ediyorum seni kelebek...
Seni merak edeyim derken huzursuz bacak sendromu oldum sanırım :) Ben yatar yatmaz başlıyor bir çok böceğin bacağımda dolaşmaya başlaması ve hareket ettiğimde geçiyor. Hareket halindeyken uyuma ihtimalim olmadığı için kalkıp gün boyu tembellik ettiğim ,yapmadığım işlerimi yapıyorum. Dün gece yığılmış çamaşırlar ütülendi, bi önceki gece elbiselerim düzenlendi bu gece neyle uğraşacağım bakalım ?

      O minik ayaklarını bekliyoruz heyecanla , sabırla,  keyifle ...

 

     Kelebeğimin fiyonklu-fırfırlı eşofman takımı...

     Senin tavuklarını severim ,çok özlediğim o tombul yanaklarını öperim...

28.hafta : Gül yüzünü gördük !

Dün senin o gül yüzünü gördük , benim dolgun dudaklı minnoş kızım. Yerin daralmış , o uzun bacaklarını sığdıramamış olmalısın ki bir gözünün üzerine atmışsın. 1204 gram olmuşsun. Maaşallah sana !

Görüntülerini kaydettik , eve gelip defalarca izledik , izlemeye doyamadık... o surat ifadenin değişmesi, ağzını açıp kapayışın, dudağını sallandırışın, bacağını gözünün üzerinden hafifce kenara çekişin, hepsini ayrı bi heyecanla seyrettik

Her geçen gün bizi doğuma daha da yaklaştırıyor küçük kelebek .Vücudun beni görmek, duymak , bana özgü kokuyu tanımak ve sütümü tatmak için hazırlanıyor. Biz de heyecanımızın tepe noktasında bekliyoruz seni.

Bu hafta itibariyle 3.trimestere başlamış bulunuyoruz. Seninle yolculuğumuzun son ve bi o kadar zor geçeceğe benzeyen dönemi.. Geceleri uykuya dalmak artık o kadar kolay değil, ne yöne yatsam seni rahatsız ediyorum ki beni itiyorsun. Bacaklarımda sanki küçük böcekler dolaşıyor, kramplar giriyor. Kısa cümlelerle konuşmak zorunda kalıyorum, çünkü nefesim uzun cümle kurmaya yetmiyor...

Ama seni görmek var ya , her şeye değersin , minnak kızım !

Hamiş olup da esprili t-shirt giymemek olmaz !

27.hafta : Kıpır Kıpır

Dünyaya bir daha gelecek olsam nasıl bi hayat isterdin sorusuna kim ne derdi bilmiyorum ama ben yine içimde kıpır kıpır beni sallayan annelik heyecanını yaşamak isterdim... Senin benimle olduğunu öğrendiğim anı, seni ilk hissedişimi, ilk tekmelerini, hıçkırıklarını ...Can cana yaşadığımız bu güzel günler bittiğinde çok özleyeceğimi biliyorum.

Şuanda bir Rutabaga ( bir çeşit şalgam ) kadar olan küçüğümün kollarımda olduğunda ne hissedeceğimi çok merak ediyorum . Acaba o da beni çok sevecek mi ?

Bu hafta bebişim kendini dışardan da görülebilir şekilde göstermeye başladı. Göbeğimin üzerindeki dalgalanmaları izlemek harika bişey. Sadece seni hissetmekle kalmayıp görüyoruz da küçük kelebek...Hatta bazen pür dikkat kesiliyoruz hiç bir anını kaçırmamak için...

           Elazığ'ı geziyoruz kızımızla....

        Göbeğim ve sen giderek büyüyorsunuz, hıçkırıyosun bazen , sanırım yerin epeyce daraldı kendine yer açmaya  çalışıyorsun ve bunları yaparken beni inanılmaz mutlu ediyorsun ....

          Her gittiğimiz yerden  kendimizi tutamayıp sana birşeyler alıyoruz. İşte cicilerin !

26. hafta : En güzel göbüş !

 

O güzel gözlerini de açmış benim kuzum ! Ciğerleri artık hava tenefüs edebiliyor,kalbi bir ceviz büyüklüğünde.Beyin dalgaları doğmuş bir bebeğin dalgaları ile aynı...

Sadece takla,tekme ve yumrukla kalmayıp , göbek bağıyla da oynuyor ! İçerde neler yaptığını delice merak ettiğim bir top marulum var benim ...

Göbüşlü olmanın bu kadar keyifli olabileceğini hayal bile edemezdim. Şimdi hayal bile edemediğim güzellikte günlerimiz var caaanım kızımla. Aklımda olan ne varsa hepsinde kızım var ! Kitap fuarına gidip isim treni almam gibi !
Sırt üstü yatmamdan hiç hoşlanmıyor, geceleri sayısız şekil değiştiriyorum. Yine de halen uykusuz geceler başlamadı , deliksiz uyuyorum.Her gece yatmadan kremleniyoruz. Tam o sırada hareketleri tavan yapıyor, kocimle mutlu oluyoruz.

          Sen varsın diye mi güzel bu bahar minik kelebeğim ? Yüzümüzdeki gülümsemeler hep senden mi ?

İnci kızımın dolabına katılan tulumlardan bazıları

25.hafta : Fındık Burunlu Kızım

Benim minnak ağızlı , fındık burunlu kızım ;
O siyah beyaz ekranda bile o kadar güzelsin ki , seni kollarımda o ağzı ve burnu yerken hayal ediyorum şimdi. Bir de tombul yanakların var karşımdaki son fotoğrafında. Dün seni uzuun uzun izledik doktorumla.Bütün vücudunu tek tek anlattı bana, bütün merak ettiğim sorularımı cevapladı, test sonuçlarımı değerlendirdi. Çok şükür ikimizde sağlıkla devam ediyoruz bu keyifli yolda.

763 gramlık bir tombul yanaksın sen , yaklaşık bir karnabahar büyüklüğünde.Saçların çıkmaya devam ediyor. Kaş ve kirpiklerin de var.

Mis kokulu yemyeşil çimlerin olduğu , apaçık aydınlık günlere uyandığım , seninle olmanın keyfiyle her uyanışımda umutla dolduğum pespembe günler geçiriyoruz canım kızım... Senin bakımınla zorluklarınla ilgili söylenen milyonlarca gereksiz cümle var etrafımda . Kendi tecrübelerini anlatmaktan kendini alıkoyamanları mecburen dinliyoruz ama duymuyoruz. Biliyorum ki sen bana özelsin, seninle her anımız bambaşka olacak tıpkı şu an parmaklarımın altında bana söylemek istediklerin gibi.

Bu hafta annen neler giymiş?

      Bunlar da  yüzlerce kez elime aldığım , yanımdan ayırmaya kıyamadığım , içinde oluşunu hayal ettiğim canım kızımın sevimli gardrobu...